21 Aralık 2017 Perşembe

KALIPTA BİSKÜVİ PASTASI

BİSKÜVİDEN YAŞPASTA
MALZEMELER
4-4.5 paket petibör bisküvi
  6 bardak süt
2 paket kakaolu puding  
2li paket toz krem şanti+1.5 su bardağı soğuk süt
Süslemek için hindistan cevizi

2 poşet kakaolu pudingi 6 bardak sütle pişirelim. Arada karıştırarak 5 dakika soğutalım.  Bu arada kelepçeli kalıbın altını çıkarıp halkayı genişçe bir servis tabağına yerleştirelim. 1 sıra kenarın tümünü kaplayacak şekilde bisküvi dizelim. 2.sıra bisküviyi dizerken her bir bisküvinin üzerine 1 yemek kaşığı krema yayarak kremalı tarafı kalıpta dizili kuru bisküviye yapıştıralım. Bu şekilde tüm kalıbı dolduralım. Puding artarsa üzerine sıvayalım. Pastayı dolaba alıp 2 saat dinlendirelim. Krem şantiyi soğuk sütle çırpıp 1 saat buzdolabında soğutalım. Soğuyunca bisküvi pastasının üzerine bir kısmını yayıp kelepçeyi dikkatlice çıkaralım. Kenarlara kalan şantiyi sıvayalım. Dilediğimiz gibi süsleyip servis edelim. Afiyet olsun...




19 Aralık 2017 Salı

YUMOŞ POĞAÇA

YUMUŞAK POĞAÇA
MALZEMELER
2 su bardağı ılık süt
1 su bardağı sıvı yağ
2 yumurta (sarılar üstüne)
3 yemek kaşığı şeker
1 paket instant maya
1 tatlı kaşığı tuz
6 su bardağı un

5 su bardağı unu havuz yapalım. Diğee malzemeleri havuza döküp karıştıralım. Sonra yavaş yavaş unu yedirerek hamuru yoğuralım. Un takviyesi gerekecektir. Yumuşak ve biraz cıvık bir hamur yapalım. Üzeri kapalı 1 saat kadar dinlenen hamurdan mandalina büyüklüğünde bezeler alalım ve yuvarlayalım. Yağlı kağıt serili veya yağlanmış tepsiye dizelim
 15 dakika tepsi mayası bekleyip üzerine yumurta sarısı sürelim. Ben 1 tepsiyi sade birini peynirli yaptım. Peynirlileri cevizden az büyük bezelerle yaptım ama çok güzel kabaran bir hamur olduğu için boyutları misafir için ideal oldu. 190 dereceye ısıtılmış fırında üstü kızarana kadar (yaklaşık 30 dakika) pişirelim. Afiyet olsun...

DOĞUM GÜNÜ PASTASI

MENNA PASTASI
MALZEMELER
Keki için:
4 yumurta
1 su bardağı toz şeker
1 su bardağı sıcak su
3 yemek kaşığı sıvı yağ
3 yemek kaşığı kakao
2.5 su bardağı un
1 paket vanilin
1 paket kabartma tozu

Kreması için:
4 su bardağı süt
1 su bardağından 1 parmak eksik un
Yarım su bardağı nişasta
1 su bardağı toz şeker
1 yumurta sarısı
1 paket vanilin
1 yemek kaşığı tereyağ
1 fincan sütle çırpılmış 1 poşet krem şanti

Keki ıslatmak için 1 su bardağı süt

 Süslemek için rondoda çekilmiş yarım paket kakaolu bisküvi
2 yemek kaşığı hindistan cevizi    
Benmari usulü eritilmiş çikolata
                         
Keki için yumurtalar ve şekeri  iyice köpürene kadar çırpalım. Sıcak su ve yağı ekleyip  1 dakika daha çırpalım. Katı malzemeleri eleyerek ekleyip  sadece karışana kadar çırpalım.   Kelepçeli kalıba yağlı kağıt serip hamuru  boşaltalım. 180 dereceye ısıtılmış fırında 20-25 dakika pişirelim. Kürdanla kontrol edip fırından alalım ve soğumaya bırakalım.
Krema için sütle şantiyi çırpıp buzdolabına koyalım. Tereyağ ve vanilin hariç tüm malzemeleri karıştırıp pişirelim. Ocaktan alınca tereyağ ve vanilin ekleyip karıştıralım. Ara ara karıştırıp soğutalım. Dolaptaki çırpılmış santiyi ekleyip mikserle karıştıralım. Soğuyan keki ortadan kesip  iki katını da sütle ıslatalım ve ara katına krema yayalım. Dilerseniz muz ve damla çikolata da kullanabilirsiniz. Üzerine kalan kremayı sıvayalım. Rondoda çektiğimiz bisküvi ve hindistan cevizini karıştırıp her yerine kaplayalım. Benmari eritilmiş çikolata ile süsleyelim. 1 gece dinlendirip servis edelim. Afiyet olsun.



18 Aralık 2017 Pazartesi

BALKABAĞI TOPLARI

BALKABAĞI TOPLARI
MALZEMELER
Kabak tatlısından artan 8-9 parça tatlı
1 paket petibör veya burçak bisküvi
1 çay bardağı ceviz ufağı
1 çay kaşığı tarçın                        
Bulamak için hindistan cevizi

Artan kabak tatlılarını çocuklara yedirmek için mükemmel bir yöntem:)
Kabak tatlılarını ezip rondodan geçirdiğimiz bisküvileri ekleyelim. Ceviz ve tarçını da koyup yoğuralım. Ceviz büyüklüğünde toplar yapıp hindistan cevizine bulayalım. Afiyet olsun...

17 Aralık 2017 Pazar

17 ARALIK ŞEHİTLERİ ANISINA...


Çok fazla yazsam da yazdıklarımı pek paylaşmam. Ama acemi kaleminden çıkan bu kısacık öyküyü paylaşmak istedim onların anısına. Kusurlarımı bağışlayın lütfen... Allah hepsini rahmetiyle karşılasın. Dua ile...                ASKER AHMET
 Omuzları tutulmuştu kadıncağızın. Sadece on dakika uyuyakalmıştı hastane koridorundaki o soğuk sandalyenin üstünde. Ama ölesiye korkuyordu bu on dakikacık kısa zamanda bir şey oldu mu diye sormaya.

Sahi kaç gündür hastanedelerdi? Doktorlar "Beklemeyin. Bir gelişme olursa biz size haber veririz." demişlerdi. Üstelik bunu söylerken gözlerini kaçırmalarından belliydi pek de ümitli olmadıkları. Bekleyecekti yine de annesi. Ahmet'ini Kayseri'de yalnız bırakamazdı. Uyandığında oğlu onu görmeliydi. Arkadaşları Cennet köşklerine kurulmuştu çoktan. Kim karşılayacaktı Ahmet'i o olmazsa?

17 Aralık... Yüreğine o berbat acının çöktüğü gün... Çarşı iznine çıkıyordu sarı kuzusu. Bugün mutlaka arar, anacığının hayır duasını ister, bir de dalga geçerdi " Beni ever artık Gülsüm Hanım!" Ama o gün arayamadı Ahmet. Daha çarşıya varamadan patlattılar otobüsünü. Ahmet'in, aslan gibi yavrusunun, dağ gibi evladının kolu bir tarafa, bacağı bir tarafa uçtu. Üstünden nice arkadaşının cenazesini, yaralı paramparça bedenini kaldırdılar da çıkardılar altından oğlunu. Ama güçlü çocuktu, yine de yaşıyordu kaç gündür evladı.

Sandalyede bunları düşünürken omuzlarında sanki iki dağ oturuyordu Gülsüm'ün. Ne yapardı oğlu da giderse? Kocasını daha gencecikken vermişti toprağa. Bir oğlu vardı ondan yadigar. Tıpkı babasına benzeyen, aynı babası gibi yiğit. Sildi gözlerini Ana Gülsüm. Şimdi güçlü olacaktı. Böyle şeyler düşünmeyecekti.

Hemşire seslendiğinde yüreği bir kuş olup uçtu. İyi bir haber mi kötü bir haber mi diye kafasını kaldırıp bakamadı bile kadının yüzüne. Haber yokmuş meğer. Steril kıyafetleri getirmiş, Gülsüm girsin Ahmet'i görsün diye...

Yoğun bakımdaki ilaç kokusuna alışmıştı artık. Her gün gire çıka eşyaların yerleri bile kazınmıştı artık beynine. Ama o farkında bile değildi bunların. Tek derdi oğluydu garibin. Yanına yaklaştı Ahmet'in. Tutacağı, güç vereceği bir sağ eli yoktu artık. O yüzden soluna geçti oğlunun. Meyletti elini tutmak için. Ama sanki canını acıtacakmış gibi bir his çöreklendi içine, kuzusuna kıyamadı; vazgeçti.

Her yerinde onlarca, yüzlerce yara vardı. Kimi ağır, kimi hafif o yaraları teker teker okşasa iyileşirdi kızanı. Ama izin vermiyordu ki doktorlar mikrop kapar diye. Her girdiğinde yaptığı gibi usulca sokuldu, yavrusunun kulağına ninnisini söylemeye başladı. "Nenni diye beledim / Seni Hakk'tan diledim / Al sancağa doladım / Nenni yavrum nenni" . Sahi bebekliğinde ona kaç kez söylemişti bu ninniyi? O zaman hissetmiş miydi acaba al sancak uğruna oğlunun neler yaşayacağını? Anaydı ne de olsa. Doğmuştu belli ki yüreciğine. Bu kadarcıktı Gülsüm'ün izni. Ninnisini söyledi ve sırtında cihanı taşıyormuş gibi ağır ağır çıktı otomatik kapıdan...

Yoğun bakım girişinde doktoru bekliyordu Ahmet'in. Hemen dikildi karşısına anacığı. Bu da her gün sektirmeden aynı saatte yaşanan bir diğer sahneydi. Doktor karşısına geçip o gün de bir değişiklik olmadığını söyler, elinden bir şey gelmediği için utandığından yerlere bakarak giderdi. Ama bugün gözlerini dikti Gülsüm'ün gözlerine. "Ahmet artık gidiyor. İç kanaması tüm vücudu sardı. Durduramıyoruz. Bir bir ölüyor Ahmet'in organları." diyebildi güçlükle yutkunarak, ve her kelimede boğazındaki adem elması yumruk kadar şişerek.

Ah be yetim Ahmet. Sırası mıydı gitmelere niyetlenmenin? Köyünden çıkıp gittiği ilk yer Isparta'daki acemi birliği idi, ikincisi de Kayseri'deki usta birliği. Daha hiçbir yeri görmemişti ki Ahmet. Gökyüzü her yerde aynı mıdır, yıldızlar şehirlerde de parlak mıdır, başka yerlerin havası suyu nasıldır bilmek isterdi. Haritadan işaretler sıraya sokardı gezeceği yerleri..

 Daha evlenmemişti bile... Bırak evlenmeyi şöyle adam akıllı bir sevdaya bile tutulmamıştı. Aşkından yanmamıştı ki yüreği kavrula kavrula. Terk edilmenin acısını, kavuşmanın sevincini öğrenememişti ki...

Biri kız biri erkek iki çocuğu olacaktı ya Ahmet'in. Kendisi gibi yiğit, boylu poslu, bir delikanlı olacaktı oğlu. Güreş tutacaktı Ahmet onunla. Bukle bukle saçları olacaktı güzel kızının. İnce, narin yapılı; kibar bir kızı olacaktı. Kızına kitaplar alacaktı Ahmet. Okusun dünyayı tanısın diye...

 Anacığına bir ev yapacaktı ya? Bir oda bir salon. Küçücük kutu gibi. "Gelinin yanında rahat edemem." dediydi Gülsüm. O zaman şarttı ona şirin bir yuva yapmak. Ama Ahmetlerle aynı avluda olacaktı evi. Kimleri vardı ki birbirlerinden başka.

Muhtar olacaktı bizim oğlan. Köyündeki eksiklikler neyse gidermek için koşturacaktı. Hizmet edecekti o büyürken yetimliğinin acısını hafifletmeye çalışan, her müşküllerinde yanlarında olan köylülerine. Bundan daha iyi teşekkür mü olurdu?

Daha yaşlanacaktı be Ahmet. Saçına ak düşmeden, eline baston almadan, sakallarını bir kez bile uzatmadan mı gidiyordu?

Gülsüm sandalyeye kadar bile yürüyemedi. Çöküverdi yoğun bakımın kapısına. Bardaktan boşanırcasına yağıyordu göz yaşları. İçine içine akıyor, sel olup tekrar çağlıyordu. Gidiyordu oğlu. Tek tutar dalı, hayatının anlamı gidiyordu. Ne için yaşayacaktı bundan sonra? Ne anlamı vardı ki hayatının?

Nice sonra birden doğruldu Ahmet'in yiğit anası. Oğlu askerdi ya bomba patladığında, vatan için gidiyordu, al bayrak için gidiyordu, başka analar ağlamasın, bebeler ölmesin, Türk oğlu Türk kimse yurtsuz kalmasın diye gidiyordu. Sen ne büyüksün be Ahmet! Giderken bu kadar mı mutlu edilir bir ana? Bir ana hem ağlar hem güler mi evladının gidişine? Eğer o gidiş seninki gibi şanlı ise güler, Ahmet. O giden senin gibi yiğit ise güler.

Çok sürmedi bekleyiş. Ertesi gün Hakk'a yürüdü Kayseri Şehidi Ahmet. Yirmi bir yıl önce Niğde'de devlet hastanesinde kundağa sarıp vermişti ebeler Ahmet'i. Şimdi de Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde al bayrağa sarıp tekrar veriyorlardı yavrusunu. Okşadı al bayrağı. Sarılmaya çalıştı oğluna. Ama kolları kavuşmadı. İçine sine sine saramadı kuzusunu. Ama tabutundan buram buram gül kokusu, Cennet kokusu geldiğini duyunca çok da kederlenmedi bu duruma.

Köyüne gitti Ahmet son kez. Askere giderken tek başına çıkmış, usul adımlarla ana yoldan bir başına binmişti otobüse. Ama dönüşünde binler karşılıyordu Ahmet'i köy meydanında. Değil köyleri, değil kasabaları, tüm Niğde oradaydı o gün. Hellalleşeceklerdi Ahmetle. Öyle ya. Onlar için gitmemiş miydi Ahmet askere? Onları korumak için gecelerce nöbet tutup, onlarca tehlikeli göreve katılmamış mıydı?

Camiye sığamayan kalabalık namazdan sonra da Ahmet'i omuzda taşımak için yarışmaya başlamıştı. Bir iki adım atınca hemen değişiyordu ona omuz verenler. O dağ gibi Ahmet, o heybetli delikanlı kuş olmuştu sanki. Taşıyanların hiçbiri hissetmiyordu ağırlığını. Sanki tek bir kırmızı güldü taşıdıkları... Özenle, hırpalamadan, tekbirlerle yürüyerek getirmişlerdi Ahmet'i ebedi evine.

 Şimdi de toprak atmakta yarışıyorlardı üstüne. Her kürekte hem bir ok saplanıyordu ana yüreğine, hem de bir gurur çöküyordu. Bu kalabalık oğlu için gelmişti. Kahramandı evladı. Bu köy böyle kutlu bir düğün bir daha ya görürdü ya görmezdi. Bu da onlara nasip olmuştu Elhamdülillah.

 Duadan sonra yavaş yavaş çekildi kalabalık. Veda vakti gelmişti. Gülsüm bir avuç toprak aldı avcuna. Kokladı. Aynı Ahmet gibi kokuyordu, gül kokuyordu toprağı da. Peygamber ismini boşuna vermemişti ona...Öptü, yerine koydu evladının toprağını. Üstünü düzeltip tek tek taşlarını ayıkladı. Sanki o taşlar orada kalsa oğluna batacaktı. Oğluna batmasa Gülsüm'ün yüreğine batacaktı. Kalktı ağır adımlarla. Çam fidanı getirttiydi çocuklara. Aldı, yavaşça dikti Ahmet'in başına. Tam şehadet sancağının yanına. Bu fidanla birlikte gururu, acısı, sevgisi, hasreti gün gün büyüyecekti. O fidanla birlikte vatan için, bayrak için, anası için seve seve şehadete koşacak binlerce, on binlerce Ahmet büyüyecekti.
(17 Aralık Şehitleri anısına....)

16 Aralık 2017 Cumartesi

KOLAY TEPSİ PASTASI

KOLAY TEPSİ PASTASI
MALZEMELER
Keki için:
3 yumurta
1 su bardağı toz şeker
1 su bardağı süt
Yarım su bardağı sıvı yağ
1 paket çikolatalı puding
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilin
1.5 su bardağı un
 Islamak için 1 su bardağı  süt
Kreması için:
2.5 su bardağı süt
1 tepeleme yemek kaşığı nişasta
1.5 yemek kaşığı un
6 yemek kaşığı toz şeker
1 paket vanilin
100 gr sıvı krema
100 gr hindistan cevizi

Üzerine hindistan cevizi

Önce kremayı hazırlayalım. Süt, nişasta,un şekeri kaynayana kadar karıştıralım. Soğuyana kadar ara ara karıştırıp krema ve hindistan cevizini ekleyip mikserle çırpalım. Soğuması için buzdolabına kaldıralım.
Keki için yumurta ve şekeri çırpalım. Süt ve yağı ekleyip çırpmaya devam edelim. Katıları eleyerek ekleyip karıştıralım. Yağlanmış büyük dikdörtgen borcam veya midi fırın tepsisine dökelim. 180 dereceye ısıtılmış fırında 20 dakika kadar pişirip soğumaya bırakalım. Soğuyunca kürdanla üzerinde delikler açıp sütle kekin her yerini ıslatalım. Soğuyan kremayı üzerine yayıp bol hindistan cevizi ile süsleyelim. En az 3 saat, mümkünse 1 gün buzdolabında dinlendirip servis edelim. Afiyet olsun...


13 Aralık 2017 Çarşamba

MİLFÖYLÜ TAVUK KAPAMA BÖREĞİ

MİLFÖYLÜ TAVUK KAPAMA BÖREĞİ
MALZEMELER
20 adet kare milföy hamuru (1 paket)
İç harç için:
2 adet haşlanıp didiklenmiş tavuk but
300 gr mantar
2 yemek kaşığı sıvı yağ
2 adet kapya biber
2 adet yeşil biber
1 adet küp doğranmış domates veya 2 kaşık domates sos
1 tatlı kaşığı kekik
1'er çay kaşığı  tuz, karabiber,pul biber
Üzerine 1 yumurta sarısı

Çok kolay ama çok lezzetli akşam yemeğinde bile çorba, salata ile tüketilebilecek bir börek...
Milföyleri yumuşaması için çıkaralım. Bu arada   sıvı yağı kızdırıp mantarları kavuralım. Daha sonra biberleri ekleyip kavurmaya devam edelim. Domatesleri de ekleyip kavuralım. En son tavukları ve baharatları ekleyelim.Milföy karelerini elimizle çok hafif inceltip ortasına bolca iç harç koyalım. Karşılıklı kenarları üst üste kapatıp zarf gibi katlayalım. Ters çevirip yağlı kağıt serili tepsiye dizelim. Üzerlerine 2 veya 3 verev çizgi atıp yumurta sarısı sürelim. 200 dereceye ısıtılmış fırında pişirip sıcak servis edelim. Afiyet olsun...



12 Aralık 2017 Salı

PEYNİRLİ, DEREOTLU 3 2 1 POĞAÇA

DEREOTLU PRATİK POĞAÇA
MALZEMELER
1 su bardağı sıvı yağ
2 su bardağı sulu yoğurt
3 paket kabartma tozu
1 yumurta (sarısı üstüne)
250 gr lor peyniri
Çeyrek demet ince doğranmış dereotu
5.5 su bardağı kadar un

  Un hariç bütün malzemeleri yoğurma kabında karıştıralım. Yavaş yavaş un ekleyerek elden kurtulan yumuşak bir hamur yapalım. 10 dakika dinlendirip mandalinadan biraz büyük yuvarlaklar yapıp yağlı kağıt serilmiş tepsiye dizelim. Yumurta sarısı sürüp 200 derecede kızarana kadar yaklaşık 30 dakika pişirelim. Afiyet olsun...

11 Aralık 2017 Pazartesi

ÇİKOLATALI PİŞMEYEN BROWNIE

ÇİKOLATALI PİŞMEYEN BROWNIE PASTA
MALZEMELER
3 su bardağı süt
3 yemek kaşığı mısır nişastası
1 büyük çay bardağı şeker
1 dolu yemek kaşığı kakao
1 paket vanilin
80 gr çikolata
3 paket Eti kakaolu bisküvi
1 paket çikolata sosu+2 su bardağı süt  

Süt, nişasta, kakao, şekeri bir tencereye  alıp karıştırarak pişirelim. Çikolatayı küçük parçalar halinde kıralım. Ocaktan alınca vanilin ve çikolatayı ekleyip çikolata eriyene kadar karıştıralım. Kare büyük borcama 1 sıra bisküvi dizip muhallebinin 1/3'ünü üzerine yayalım. 1 sıra bisküvi 1 sıra muhallebi sırasıyla toplam 3 kat bisküvi 3 kat muhallebi yapıyoruz. Tatlı soğurken 2 bardak sütle çikolata sosu pişirip ara ara karıştırarak ılıtalım ve pastanın üzerine yayalım. En az 2 saat buzdolabında dinlendirip servis edelim. Afiyet olsun...

10 Aralık 2017 Pazar

KÖY USULÜ BAZLAMA

KÖY USULÜ BAZLAMA
MALZEMELER
2 kg un
2 yemek kaşığı tuz
8.5 su bardağı su ( Parmağı hafif yakacak sıcaklıkta)
1 paket yaş maya
 Anne tarifi mis gibi, yumuşacık bir bazlama. Önce unu yoğurma kabına alalım. Mayayı unun üzerine parçalayıp tuz da ekleyelim. Yavaş yavaş su ekleyerek cıvık bir hamur yoğuralım. 1  saat üzeri kapalı  mayalandıralım. Elimizi ve tezgahı unlayarak yaklaşık 2 avuç büyüklüğünde bezeler yapalım. Kesme tahtamızı unlayıp bir beze alıp hamuru elimizle  1.5 cm kalınlığında   açalım. Temiz bir bezin üzerine ters  çevirip üzerini başka bir bezle kapatalım. Tüm bezeler bitene kadar mayalandıralım. Yeterince kabarmadıysa biraz daha bekleyebiliriz. Yanmaz tavamızı ısıtıp orta ateşte bazlamalarımızı ilk yaptığımızdan başlayarak pişirelim.

7 Aralık 2017 Perşembe

YONCA POĞAÇA

YONCA POĞAÇA
MALZEMELER
1 su bardağı ılık süt
1 su bardağı ılık su
1 su bardağı sıvı yağ
2 yumurta(birinin sarısı üzerine)
1 tatlı kaşığı tuz
1.5 yemek kaşığı toz şeker
Yarım paket yaş maya veya 1 yemek kaşığı kuru maya  veya 1 paket instant maya
7-7.5 su bardağı un
Dilediğiniz bir iç harç

  Misafirler için şık sunumlu bir poğaça....
Unun 6 bardağını yoğurma kabına alıp ortasını havuz yapalım. Diğer malzemeleri döküp karıştıralım ve yumuşak bir hamur yoğuralım. 7 bardaktan biraz fazla un alıyor. 1 saat üzeri kapalı mayalandıralım. Mandalina büyüklüğünde beze alıp ortasına dilediğimiz iç harcı veya malzemeyi koyalım. Kapatıp tekrar yuvarlak yapalım ve hafif yassılayalım.Bıçakla 6 çizik atalım. İki çiziği kalp olacak şekilde içe doğru çevirelim. Diğer iki çifti de çevirip  3 yapraklı yonca yapalım. Yağlanmış tepsiye dizip 15 dakika tepsi mayası bekleyelim. Yumurta sarısı sürüp ortasına susam veya çörek otu serpelim. 200 dereceye ısıtılmış fırında 25 dakika kadar kızarana kadar pişirelim. Afiyet olsun...


5 Aralık 2017 Salı

KÖZ PATLICAN SALATASI

PATLICAN SALATASI
MALZEMELER
4 adet közlenmiş doğranmış patlıcan
4 adet közlenmiş kapya biber
Çeyrek demet ince kıyılmış maydanoz, dereotu, yeşil soğan  
1 adet yarım ay şeklinde doğranmış kuru soğan
1 adet küp doğranmış domates
1 yemek kaşığı sirke
1 tatlı kaşığı nar ekşisi
1 çay kaşığı tuz  
1 tatlı kaşığı zeytinyağ
1 yemek kaşığı limon suyu

  Kuru soğanı sumak ve tuzla ovup suyunu sıkalım. Patlıcan ve biberi ayrı ayrı közleyelim. Biberin kabuklarını soyalım. Biber ve patlıcanı doğrayalım. Diğer malzemeleri de ekleyip karıştırarak servis edelim. Afiyet olsun...

PUDİNGLİ İRMİK TOPLARI

PUDİNGLİ İRMİK TOPLARI
MALZEMELER
1 paket toz puding (muzlu veya çilekli)
7 yemek kaşığı irmik
4 yemek kaşığı toz şeker
3 su bardağı süt
Bulamak için hindistan cevizi
Süslemek için fındık

 Puding, irmik,şeker ve sütü bir tencereye alıp kaynayana kadar karıştırarak pişirelim. Koyulaşınca ocaktan alıp arada karıştırarak soğutalım. Elimizi ıslatıp cevizden biraz büyük parçalar koparalım ve yuvarlayıp hindistan cevizine bulayalım. Üzerine fındık batırarak süsleyelim. Bekletmeden servis edebiliriz. Afiyet olsun...



21 Kasım 2017 Salı

BAKLAVA BÖREK

BAKLAVA BÖREK
MALZEMELER
1 su bardağı ılık süt
Yarım su bardağı sıvı yağ
3 yemek kaşığı yoğurt
1 yumurta
1.5 tatlı kaşığı tuz
1 paket kabartma tozu
5.5 su bardağı kadar un

Açmak için yarım su bardağı un
Aralara serpmek için yaklaşık 1 su bardağı buğday nişastası

Dilediğiniz bir iç harç( Ben patatesli yaptım.)

3/4 su bardağı sıvı yağ+ 1 yemek kaşığı tereyağ

Baklava mantığı ile yapılan çok lezzetli çıtır çıtır bir börek. Ama yaparken püf noktalarına dikkat etmeliyiz.
1. Çok fazla un koymayın. Elinizden kurtulan bir hamur yapmanız yeterli.
2. Açarken az unla açıp üst üste koyarken aralara bir tatlı kaşığı nişasta serpip elimizle dağıtalım. Topak olup kalmasın.
3. Üzerine yağı dökmeden mutlaka dilimleyin. Tereyağı eritip sıvı yağ ile karıştırıp dökün.
Tüm malzemeleri karıştırıp kontrollü bir şekilde un ekleyerek elden kurtulan bir hamur yoğuralım. Yumuşak bir hamur olacak. Üzerini örtüp 20-25 dakika dinlendirelim. Bu arada iç harcı hazırlayalım. Ben soğan kavurup ezdiğim haşlanmış patatesleri ve baharatları ekleyerek bir harç yaptım. Hamuru 20 küçük beze yapalım. Bir bezeyi az unlu tezgahta tatlı tabağı büyüklüğünde açıp üzerine 1 tatlı kaşığı nişastayı serpip elimizle yayalım. Diğer 9 bezeyi de açıp tezgaha ve en üstteki hamurun üzerine nişasta serpip tepsi büyüklüğünde açalım. Üzerine harcı yayıp kalan 10 hamuru da aynı şekilde açıp harcın üzerini kapatalım. Böreği dilimleyelim. Tereyağı eritip sıvı yağ ile karıştıralım ve  böreğin üzerine kaşıkla dökelim. Fazla gibi görünebilir ama ara katlara yağ sürülmediği için yağ ancak yetiyor. 170 dereceye ısıtılmış fırının orta katında 35-40 dakika iyice kızarana kadar pişirelim. Fırından alınca üzerine yarım çay bardağı kadar suyu parmak uçlarımızla serpip üzerine bez kapatıp 20 dakika dinlendirdikten sonra servis edelim. Afiyet olsun...



19 Kasım 2017 Pazar

YALANCI MAGNOLIA

YALANCI MAGNOLIA
MALZEMELER
1 paket vanilyalı puding
1 paket tek içimlik salep veya 1 paket vanilin
1 poşet (75gr) toz krem şanti
3.5 su bardağı süt
 Yarım paket  bisküvi +2 yemek kaşığı fındık (Rondoda çekilecek.)
2 adet yuvarlak dilimlenmiş muz

Vanilyalı pudingi ve salebi sütle karıştırıp pişirelim. Arada karıştırarak soğutalım ve toz krem şantiyi ekleyip çırpalım. Çekilmiş bisküvi-fındık karışımından kaselerin dibine paylaştıralım. Üzerine 3'er   kaşık puding paylaştıralım. Kenarlara muz dilimlerini yapıştırıp 3-4'er kaşık daha puding koyup üzerlerini düzeltelim. Elenmiş kakao ve hindistan cevizi ile süsleyip servis edelim. Dondurma kaseleri ile 4 kase doluyor. Afiyet olsun...


12 Kasım 2017 Pazar

GÜL TATLISI

GÜL TATLISI (50 TANE)
Hamuru için:
1 paket oda sıcaklığında teremyağ
1 büyük çay bardağı sıvı yağ
1.5 büyük çay bardağı sulu yoğurt
2 yumurta
1 paket kabartma tozu
1 limon kabuğu rendesi
1 paket vanilin
5 su bardağına yakın un
2 su bardağı irmik
Şerbeti için:6 su bardağı  şeker
6 su bardağı su
Yarım limonun suyu
İç harcına 1 kase ceviz
Önce su,şeker ve limon suyunu tencereye alıp kaynatalım. Altını kısıp 15 dakika kaynamasının ardından ocaktan alıp soğumaya bırakalım.
Hamur için tüm malzemeleri karıştırıp azar azar un ekleyerek yumuşak bir kıvam elde edelim. Hamuru 5 dakika dinlendirip 4 parçaya bölelim. Tezgahı unlayıp bir parça hamuru merdane ile yarım santimetre kalınlığında açalım. Çay bardağı ile yuvarlaklar keselim. 4 tanesini uç uca getirip hafif elimizle bastıralım. Uzunlamasına ceviz serpelim. Enine rulo yapalım. Ortasından keselim. Kenarlarını hafif bastıralım ki açılmasın. Yağlanmış tepsiye dizip 180 derecede yaklaşık 30 dakika kızarana kadar pişirelim. Sıcak tatlıya soğuyan şerbeti döküp dinlendirelim. Afiyet olsun...


11 Kasım 2017 Cumartesi

NOHUTLU GÜN SALATASI

BOL MALZEMELİ GÜN SALATASI
MALZEMELER
1.5 su bardağı nohut
 1 su bardağı yeşil mercimek
5-6 adet közlenmiş doğranmış kapya biber
4 adet közlenmiş patlıcan
5-6 adet kornişon turşu
5 yemek kaşığı haşlanmış mısır  
1 adet rendelenmiş havuç
15'er sap maydanoz, dereotu, yeşil soğan
 2 yemek kaşığı zeytinyağ
1 yemek kaşığı nar ekşisi
1 limonun suyu
 Tuz, sumak, kimyon, pulbiber

Nohutu akşamdan ıslayıp sabah haşlayalım. Yeşil mercimeği de haşlayalım. Közlediğimiz patlıcanları küp doğrayalım. Doğranmış köz kapya biberleri ekleyelim. Yeşillikleri de ince kıyıp ekleyelim. Diğer malzemeleri de ekleyip servis kabına alalım. Afiyet olsun...

6 Kasım 2017 Pazartesi

FIRINSIZ HALLEYLİ PASTA

FIRINSIZ HALLEYLİ PASTA
MALZEMELER
1 paket hazır pastaban
1 paket hazır pasta kreması
1.5 su bardağı soğuk süt      
50 gr oda sıcaklığında yumuşamış tereyağ veya margarin
7 adet küp doğranmış halley
1 adet küp doğranmış muz
2 yemek kaşığı hindistan cevizi
Keki ıslatmak için:
3/4 su bardağı ılık süt
2 tatlı kaşığı şeker

Çok kolay 15 dakikada hazırlayabileceğiniz lezzetli bir pasta...
Önce krema, soğuk süt, tereyağı yüksek devirde 3 dakika çırpalım. Yarısını saklama kabına alıp buzdolabına kaldıralım. Kalan yarısına muz, halley, hindistan cevizi ekleyip karıştıralım. Keki ıslatmak için ılık süte şekeri katıp şeker eriyene kadar karıştıralım. Derin bir salata kasesini suyla ıslatıp kekin 1.parçasını Kasenin içine oturtalım ve sütün yarısını kaşık kaşık dökerek keki ıslatalım. Hazırladığımız harcı içine dolduralım. Tamamını doldurunca düzleyip üzerine 2.kek katını kapatalım. Kekin dışarda kalan kenarlarını sıkıştırarak kasenin içine kapatalım. Hafif çatlamalar sorun değil. Nasılsa çevirince altta kalıyor:))Kalan sütle kekin üzerini ıslayıp streç film çekelim. Dolapta en az 6 saat mümkünse 1 gün dinlendirip servis tabağına ters çevirelim. Kolay çıkacaktır ama çıkmazsa kenarlarından hafifce bıçakla geçebilirsiniz. Ayırdığımız kremayla kaplayıp dilediğimiz gibi süsleyelim. Afiyet olsun...